Yeşim Erdem’in “Filedelfiya Hikayeleri” Adlı Kitabı Yeniden Okuyucuyla Buluştu
Ümran Avcı – İstanbul – Washington arasında yaşamını sürdüren yazar Yeşim Erdem’in ilk kitabı olan “Filedelfiya Hikâyeleri”, 14 yıl sonra tekrar raflardaki yerini aldı. Kitap, dört öyküden oluşuyor ve ilk kez 2011 yılında Ayizi Yayınları tarafından yayımlanmıştı. Ancak yayınevinin kapanmasıyla kitap sadece sahaflarda bulunabiliyordu. “Filedelfiya Hikâyeleri”, uzun yıllar sonra Can Yayınları tarafından basıldı ve tekrardan okurla buluştu. Hikayeler, Alaşehir’deki bir mahallede geçiyor ve karakterler arasında ilginç bağlantılar kuruluyor. Bu hikayeler, nostaljik bir tat bırakırken aynı zamanda zamana direnen meselelere de ışık tutuyor.
■ Kitabın adı olan “Filedelfiya” hakkında bilgi verir misiniz?
Kitaptaki hikayelerin geçtiği kasabanın Bizans dönemindeki adı Filedelfiya imiş. Bir rivayete göre, Yıldırım Bayezid kasabaya gelerek burayı çok beğenmiş ve adını Alaşehir olarak değiştirmiş. Hikayeler de bu tarz söylentilere dayanıyor. Gerçekçi bir dokuya sahip olan hikayeler, bir yandan yerel bir mahalle yaşantısını anlatırken diğer yandan Bizans entrikalarına göndermelerde bulunuyor.
■ “Filedelfiya Hikayeleri” geçmişe bir yolculuk yaparken mahalle ve komşuluk ilişkilerine odaklanıyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, bu kitap gerçekten X kuşağı için nostaljik bir yolculuk niteliği taşıyor. Eskiden ev ziyaretleri, gece sohbetleri gibi geleneksel mahalle yaşantısının günümüzdeki yansımalarını anlatıyor. Yeni nesil için bu tür detaylar belki yabancı gelebilir çünkü teknoloji çağında yaşıyorlar. Ancak ben o eski günlerin bana kattıklarından memnunum ve çocuklarımın farklı bir deneyim yaşamasını da anlayışla karşılıyorum.
■ Kitaptaki “namus” konusu günümüzde hala geçerli. Özellikle kadınların maruz kaldığı şiddet konusunda neler söylemek istersiniz?
Coğrafyanın önemli olduğu bir ülkede doğduğum için genellemeler yapmak zor. Ancak Türkiye’de kadına yönelik şiddet konusunda önemli değişimler olduğunu kabul ediyorum. Toplumsal normlar evlilik öncesinde ilişkileri, kadınların bağımsızlığını artık daha fazla kabul ediyor. Ancak kanuni düzenlemelerde hala eksiklikler var ve kadınlar için ciddi bir tehdit oluşturabiliyor.
“Bir dönemin temsili”
■ “Filedelfiya Hikayeleri” dışında yazdığınız diğer eserler hakkında neler söylemek istersiniz?
Diğer kitaplarımdan farklı olarak, “Filedelfiya Hikayeleri” beni geçmişe götürdü ve daha masum bir dönemi hatırlattı. Yazdığım zaman diliminde daha cesur olduğumu düşünüyorum. Bu hikayeler, o dönemin sesini ve ruhunu yansıtıyor ve bana yazma sürecinde keyif verdi. Bugün bazı detaylar demode gelebilir ancak hikayeleri o dönemin ruhunu yansıttığı için değiştirmek istemedim.
More Stories
Hande Erçel ve Ekin Koç başrolde: “İki Dünya Bi Dilek” geliyor
YÖKDİL kaç dakika sürecek? YÖKDİL sınavı saat kaçta bitecek?
Her annenin yardıma ihtiyacı olur